Sabahları ellerinizi yumruk yapamıyorsanız dikkat


Halk arasında "iltihaplı eklem romatizması" olarak adlandırılan ve dünyada en sık görülen iltihaplı eklem hastalığı olan "romatoid artrit", Türkiye'de 350 bin kişide bulunuyor.
Sabahları ellerinizi yumruk yapamıyorsanız dikkatTipik belirtileri arasında "sabah kalkıldığında ellerin yumruk yapılmakta ve çatal bıçak tutmakta zorlanması, diz veya ayak bileğinde ağrı ve şişlik" bulunan romatoid artrit, önlem alınmazsa akciğerlerde, kalpte ve sinir sisteminde bozukluklara neden oluyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Kuru, romatizmal hastalıkların vücudun destek ve hareket sistemi olan eklemleri, kemikleri, kasları ve bağ dokusunu tutan hastalıklar olduğunu belirterek, romatizmal rahatsızlıkların dünyada en sık görülen hastalıkların başında geldiğini söyledi.
Romatizma denince akla, halk arasında eklemleri tutan hastalıklar geldiğini ancak bazı romatizmal hastalıkların iç organları ve damarları da tutarak çeşitli rahatsızlıklara neden olabileceğini belirten Kuru, şöyle devam etti:
"Artrit, eklem iltihabı demektir ve eklemde ağrı, şişlik, ısı artışı ve fonksiyon kaybı ile karakterizedir. Romatoid artrit ya da halk arasında bilinen adıyla iltihaplı eklem romatizması, dünyada en sık görülen iltihaplı eklem hastalığıdır. Türkiye'de yapılan çalışmalarda romatoid artrit sıklığı yüzde 0,5 olarak bulunmuştur. Ülke nüfusunun 70 milyon olduğu düşünülecek olursa ülkemizde 350 bin romatoid artritli hastanın bulunduğunu söyleyebiliriz."
"Sigara içenler daha riskli"
Eklem romatizmasının kesin sebebinin bilinmediğini anlatan Kuru, şöyle konuştu:
"Bugün kabul edilen görüşe göre genetik olarak yatkın olan bireylerde araya çevresel bir faktörün girmesi sonucu hastalığın başladığı kabul edilmektedir. Romatoid artritte hastalığın ortaya çıkışında yüzde 60 oranında genetik faktörler, yüzde 40 oranında da çevresel faktörler etkindir. Çevresel faktörlerden en başta geleni sigaradır. Sigara içenlerde hastalık hem daha fazla görülür hem de daha ağır seyreder. Romatoid artrit daha çok kadınlarda görülen bir hastalıktır. Hastalık her yaşta görülebilse de genellikle 30-50 yaşları arasında daha sık görülebiliyor."
Sabah tutulmaları hastalık belirtileri
Söz konusu hastalığın eklemlerde, özellikle ellerin küçük eklemlerinde ağrı ve tutuklukla başladığını söyleyen Kuru, "Sabah kalkıldığında hastanın ellerini yumruk yapmakta, çatal bıçak tutmakta zorlanması tipiktir. Sabah tutukluğu olarak adlandırılan bu durum 1-2 saat sürer ve sonra yavaş yavaş açılır. Hastalık bazen hastanın diz veya ayak bileğinde ağrı ve şişlikle başlayabilir. Bir veya daha fazla ekleminde ağrı ve şişlik şikayeti olanların vakit geçirmeden doktora başvurmaları çok önemlidir. Çünkü romatoid artritte erken dönemde, ilk 3 ayda tanı konulmasıyla, hastalığı başarılı bir şekilde tedavi etmek mümkündür" diye konuştu.
İltihaplı eklem romatizmasının sistemik bir hastalık olduğunu ve eklemlerin dışında vücudun çeşitli yerlerine tutunabildiğini kaydeden Kuru, hastalığın gözlerde ve ağızda kuruluk yapabildiğini, bunun yanı sıra akciğerlerde, kalpte ve sinir sisteminde bozukluklara neden olduğunu belirtti.
Şekil bozukluğuna sebep olabilir
Hastalığın tedavi edilmemesi durumunda ilerlediğini ve eklemlerde şekil bozukluklarına neden olabileceğini belirten Kuru, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fonksiyon kayıpları ve sakatlıklara yol açabilir. Hastalık başladıktan sonraki 5 yıl içinde hastaların yüzde 20'sinde iş göremezlik oluşabilir. Çalışan hastalar işlerini layıkıyla yerine getiremezler ve sonunda işlerini değiştirmek ya da kaybetmek durumunda kalırlar. Romatoid artritte iş kaybı ve sakatlığın yanı sıra önemli bir sorun da beklenen yaşam süresindeki azalmadır. Bu hastalar hasta olmayanlara göre 5-10 yıl daha erken yaşama veda ederler.
Ölüm nedenlerinin başında ise kalp damar hastalıkları gelmektedir."
Tedavide yaşanan gelişmeler
Prof. Dr. Kuru, söz konusu hastalığın tedavisinde son yıllarda çok önemli gelişmelerin yaşandığını vurgulayarak, hastalıkta uygulanan tedavi stratejilerinin tümden değiştiğini, yeni kullanıma giren ilaçlarla özellikle erken dönem tanı alan hastalarda hastalığın kontrol altına alınarak ilerlemesinin durdurulup sakatlıkların önlendiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Etiketler : ltihaplı eklem romatizması, ondokuz mayıs üniversitesi, romatizma, iç organları, Eklem romatizma, SAĞLIK haberleri, SAĞLIK
Kaynak :
logo


Sabahları ellerinizi yumruk yapamıyorsanız dikkat

'Gizli' hastalık taşıyan çiftlere genetik tarama

'Gizli' hastalık taşıyan çiftlere genetik taramaAkraba evliliği yapan ya da genetik hastalığı bulunup teşhis konulamayan bebek sahibi çiftlere, yeni bir çocuk planlamadan önce genetik testten geçmeleri öneriliyor.
Tıbbi genetik uzmanı Prof. Dr. Volkan Baltacı, "Özellikle genetik hastalıklı bebek riskini yükselten akraba evliliklerinde, eşlerin bebek sahibi olmadan önce genetik taramadan geçmesi büyük önem taşıyor" uyarısında bulundu.
Taşıyıcı bireylerdeki "gizli" hastalıklara ait genlerin analiz edildildiği "Heterozigot Tarama Testi" ile akraba evliliklerinde sıklıkla karşılaşılan genetik hastalıkların önemli bir kısmının belirlenebildiğini anlatan Baltacı, testin sadece akraba evlliği yapanlara değil, aynı zamanda genetik hastalığı bulunup teşhis konulamayan bebek sahibi çiftlere, yeni bir çocuk planlamadan önce önerildiğini dile getirdi.
Bu testle herhangi bir genetik hastalık taşıyıcısı olduğu saptanan kişinin eşinin de tarandığını, her iki eşin taşıyıcı olduğunun belirlenmesi halinde çocuk sahibi olmadan önlem alınabildiğini anlatan Baltacı, testin, taşıyıcı bireylerdeki gizli ve sessiz hastalıklara ait genlerin toplu halde analiz edilmesi ilkesine dayandığını belirtti.
Prof. Dr. Baltacı, bu sayede yüzlerce genetik hastalık geninin aynı anda ve tek seferde "dizi analizi" yöntemiyle tarandığını, kişinin bir hastalık genine ait herhangi bir bozukluk taşıması halinde bunun net olarak tespit edilebildiğini vurgulayarak, "Böylece bu eşler embriyoların genetik olarak ayıklandığı, Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) adı verilen tüp bebek yöntemiyle sağlıklı bebek sahibi olabilir" diye konuştu.
Söz konusu testle ülkede en sık görülen ve akrabalıktan kaynaklanan çok sayıdaki genetik hastalığın tarandığını ve eşlerin taşıyıcı olup olmadığının belirlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Baltacı, eşlerden alınan kan örneklerinden toplam 70 genetik hastalık ve bunlara ait 303 mutasyon taranabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Baltacı, tarama testinin yakında daha da geliştirilerek taranacak hastalık sayısının 400'ün üzerine çıkacağını bildirdi.
Kaynak: AA





Etiketler : Tıbbi genetik, genetik hastalık, embriyolar, Heterozigot Tarama Testi, analiz, SAĞLIK haberleri, SAĞLIK
Kaynak: Haber7
'Gizli' hastalık taşıyan çiftlere genetik tarama

Uyku apnesi yaşamı tehdit ediyor

Uyku apnesi yaşamı tehdit ediyor
Bolu'da, özel bir hastanede görevli göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Tekin Atak, sağlıklı yaşamak için sağlıklı uykunun gerekli olduğunu belirtti.
Dr. Tekin Atak, Tedavi edilmeyen uyku apnesinin kalp hastalıkları dahil yaşamı tehdit eden ciddi sorunlara yol açtığını, tedaviyle hastaların ömrünün uzayacağını ve yaşam kalitesini yükseleceğini söyledi.
Özel Fatma Hatun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Tekin Atak, uyku apnesinin özel cihazlarla tedavi edilebildiğini belirterek, "Yorgunluk, aşırı sinirlilik, yüksek tansiyon, depresyon, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, kontrol edilemeyen şişmanlama gibi sorunlarınız varsa, nedeni sizin fark edemediğiniz uyku apnesi olabilir. Tedavi edilmeyen uyku apnesi 10- 20 yıl içinde kalp hastalıkları da dahil olmak üzere yaşamı tehdit eden ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Günümüzde uyku apnesi özel cihaz ve yöntemlerle tedavi edilmektedir" dedi.
Sağlıklı yaşamak için sağlıklı uykunun gerekli olduğunu vurgulayan Dr. Atak, "Yaşamak için uyumak gereklidir. Tarih boyunca uyku hep merak edilmiş, tüm uyku dönemlerinin anlaşılması yaklaşık 50 yıl önce tanımlanmıştır. Uyku 4 dönem halinde incelenir. Kabaca yüzeyel uyku, derin uyku ve rüya dönemi olarak tarifleyebiliriz.
Derin uyku; vücudun dinlenmesi, hücrelerin ve organizmanın yenilenmesi, çocuklarda büyüme hormonun salgılanarak büyümenin sağlanması için gereklidir. Annelerin 'uyusunda büyüsün' diye söylediği ninnilerin doğru olduğunu son yüzyılda öğrendik. Uykunun rüya döneminde öğrenme, hafıza ve sinir sisteminde düzenlemeler olmaktadır" diye konuştu.
Dr. Atak, uyku sırasında yaşanan sorunların dikkate alınmasını isteyerek şöyle konuştu:
"Günlük uyku ihtiyacı bebeklikte en fazla, ileri yaşlarda daha azdır. Bebekler günün hemen tamamını uykuda geçirir. Çocuklara günlük 10-12 saat, genç erişkinlere 8-10 saat, yaşlılara 6-8 saat uyku gerekmektedir. Uykunun süresi kadar nasıl uyunduğu önemlidir. Sağlıklı ve yeterli uyuyan kişiler sabahları uyanmakta zorlanmaz, zinde bir şekilde kalkar, gün içinde uykusu gelmez, dikkat ve konsantrasyonu bozulmaz. Sabahları zor ve dinlenmemiş uyanmak, baş ağrısı, sinirlilik, ağız kuruluğu, gün içinde uyuklamalar ve uyku basması, geceleri horlamak, boğulma hissi, öksürük, nefes darlığıyla uyanmak, idrara çıkma, baş boyun bölgesi terlemesi, göğüste ağrı, sıkışma, yanma olması gece uykumuzda ciddi sorunlar olduğunun göstergeleridir."
Uyku laboratuvarlarında uyku sırasında görülen sorunlar ve uykuda solunum durmaları olduğu düşünülen kişilerin değerlendirilmesinın yapıldığını ifade eden Dr. Atak, tedavi yöntemini şöyle açıkladı:
"Bir gece tek kişilik bir odada evde uyudukları gibi normal uyumaları istenir. Tek fark çeşitli sensörler vasıtasıyla solunumu, nabzı, kandaki oksijen oranı, beyin EEG'si, EKG, karın, göğüs duvarı, bacak hareketleri, horlaması, hangi pozisyonda uyuduğu bilgisayar aracılığıyla kayda alınır. Bunların takibi için vücudun çeşitli bölgelerine elektrotlar ve kablolar bağlanır, daha sonra hastadan istediği zaman uyuması istenir. Bu işlemler sırasında ilaç verilmez, hastaya zarar verecek bir işlem yoktur.
Sabah 7-8 gibi elektrotlar alınır, hasta taburcu edilir. İlgili doktor tüm gece alınan uyku kayıtlarını rapor haline getirir. Çıkan sonuca göre uykuda solunum durması saptanan hastalar kulak burun boğaz hekimi, bazen nöroloji ve beyin cerrahi muayenesine gönderilir. Değerlendirme sonucu bazı hastalara ameliyat gerekebilir. Hastaların çoğunluğu ise nefes durmasına neden olan üst solunum yolu tıkanıklığının açılmasını sağlayan, genelde burundan bir maske ile kullanılan PAP cihazı tedavisi denemesi için laboratuvara bir kez daha yatırılır. Hastanın durumuna göre çeşitli cihazlar mevcuttur. Hekimin öngörüsüne göre ve hastanın özelliklerine göre seçilen cihazla tedavi denemesi başarılı olursa bir raporla belgelenir.
Bu cihazları uykuda tarif edilen şekilde ve ayarlarda kullanmak hastaların ömrünü uzatan ve yaşam kalitelerini yükselten bir tedavidir. Daha sonra düzenli kontroller ve takiple hastaların çoğunluğu sağlıklı bir uykuya ve yaşama kavuşabilir."
Kaynak: DHA
Etiketler : göğüs hastalıkları, sağlıklı yaşam, Derin uyku, hafıza, Uyku laboratuvarları, uyku apnesi, SAĞLIK haberleri, SAĞLIK
Kaynak :
logo
Uyku apnesi yaşamı tehdit ediyor